İnfertilitenin (Kısırlık) Psikolojik Yönü

İnfertilitenin psikolojik yönü konusuna geçmeden önce; psikolojik durumun sağlık sorunlarında ve bu sorunların giderilmesi adına uygulanan tedavi aşamalarında ne denli önem teşkil ettiğini söylemek gereklidir. Moral ve motivasyonun yüksek olması psikolojik yönden insanı sadece pozitif kılmıyor yanı sıra insanlarda birtakım sağlık sorunlarının meydana gelmemesine veya hali hazırda bulunan hastalıkların tedavisinde başarı sağlanmasına etki ediyor. Psikolojik yönün belki direkt etkisi olmasa da dolaylı olarak etkisi çok fazladır. Çünkü insanlardaki psikolojik durum beslenme alışkanlıklarının bozulmasına, sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklara daha fazla bağımlı hale gelmesine, cinsel isteğe kadar pek çok etkisi mevcuttur. Bu etkiler sonucunda da psikolojik yönden birtakım sorunlara maruz kalan kişide sağlık sorunları ile karşılaşmakta kaçınılmaz olmaktadır.

İnfertilite yani kısırlık; 1 yıl boyunca cinsel ilişkiye giren bir çiftin çocuk sahibi olamaması anlamına gelmektedir. İnfertilite problemi ile sıklıkla karşılaşılmaktadır. Bu sorun kadında ya da erkekte veya çiftlerin her ikisinde de karşımıza çıkmaktadır. Çiftlerden bazıları infertilite sorunu yaşadığı takdirde bu durumu kabullenmek istemez ve infertilite ile ilgili olarak tedaviye başvurmaz doğal yolla gebeliğin gerçekleşmesini arzular. Ancak 1 yıl süreli olarak kadındaki yumurtlama dönemine denk gelmesine rağmen seksüel ilişki neticesinde gebelik gerçekleşmiyorsa ve söz konusu cinsel ilişki sırasında herhangi bir doğum kontrol yöntemlerine de başvurulmamışsa çiftte infertilite sorununun olması yüksek bir ihtimaldir. Bu durumu çiftlerin bir an evvel kabullenip durumun incelenmesi ve gerek görülüyorsa tedavi edilmesi adına doktora başvurmaları, kadının yaş ilerlemesine bağlı yumurta yapısından bozulmalar meydana gelip gebeliğin gerçekleşmesini engelleyeceği açısı düşünülürse faydalı olacaktır.

Asıl konumuz olan “infertilitenin psikolojik yönü” konusuna dönmek gerekirse;

İnfertilite pskilojik açıdan çiftleri etkileyen bir tedavidir. Ancak infertilite oluşumunda pskilojik etkenler neden olmaktadır demek doğru değildir. Özetle infertilite tedavisi süresince psikoloji; endişe ve heyecan nedeni ile tedavi olumlu sonuçlandığında mutlulukla, olumsuz neticelendiğinde ise üzüntü ile etkilenecektir. Önemli olan bu duyguların tedavinin önüne geçmemesinin sağlanmasıdır.

İlk psikolojik etkilenme çiftlerin infertilite şüphesi yaşadığında başlar. Daha sonra tanısı konulan infertilite durumunun karşısında çift bu defa uygulanacak tedavinin başarısı açısından endişelenir ve yine psikolojik olarak etkilenir. Tedavi aşamasına geçildiğinde çift bu defa tedavinin neticesini beklediği süreçte sabırsızlıkla karışık kaygı ve umutta barındırır içinde tüm bu hislerde çifti psikolojik yönden etkiler. Tedavinin neticesi olumlu olduğunda tüm duyguların yerini mutluluk alır ve bu sefer ki yaşanılan psikolojik etki pozitiftir. Ancak tersi bir durum geliştiği takdirde yani uygulanan tedavi başarısız neticelendiği takdirde çift infertilite tanısı konulduğu andan daha fazla etkilenir. Bu etki negatif yönden bir psikolojik etkidir. Sürece bu şekilde yaklaşıldığı takdirde infertilite sorununda psikolojik yönün çok olumlu geçmediğini söyleyebiliriz. Ancak yazının başında da belirttiğimiz gibi moral ve motivasyon çok önemlidir.  Şayet infertilite tanısının konulmasında bu durumun uygulanacak tedavi ile giderilebileceğine çift inanır ise karşılaşılan bir problem olduğunda da bir sonraki tedavide bu sorunun giderilmiş olacağı ve başarı sağlanacağı konusuna güvenilirse infertilitenin psikolojik yönü konusunda olumsuz düşüncelere kapılmayız.

İnfertilite stresli bir tedavidir. Yani infertilite tedavisi aşamasında çiftler stres yaşarlar ve psikolojik yönden ister istemez olumsuz yönde etkilenebilirler. Bu durumda çiftlerin moral ve motivasyonu yüksek tutmaları gerekmektedir. Tedavinin başarı ile sonuçlanabileceği inanmaları çok önemlidir. Ancak bu inanca karşılık infertilite tedavisinin zorlu bir süreç olduğunu ve bu süreçte başarısızlık engelleri ile de karşılaşabileceğini unutmamalıdır. Ayrıca sadece çiftlerin moral motivasyonu değil birbirlerine karşı gösterdikleri sabırda inferilitenin psikolojik yönü açısından önemlidir. Çevreninde bu süreçte inferilite sorunu yaşayan çifte karşı daha anlayışlı olmaları gerekmektedir. İnfertilite tedavisi sürecinde çift oldukça hassastır ve streslidir. Bu nedenle insan ilişkilerinde bu süreçte daha özenli olunmalıdır.

İnferilite tedavisinde stresli ruh hali normaldir. Bu noktada önemli olan stresle başa çıkabilmektir. Stres ile başa çıkılabilindiği takdirde infertilitede psikolojik yönden olumsuz bir etki söz konusu olmayacaktır. Peki infertilitede stresin azaltılması için yapılması gerekenler nelerdir?

  • İnfertilite sorununda çiftler birbirine destek olmalıdır.
  • Gerektiği takdirde danışmanlardan destek alınmalıdır.
  • İnfertilite ilgili bilgi edinmek için araştırma yapılmalıdır.
  • Yoga, akupunktur, meditasyon gibi yöntemlerden destek alınabilir.
  • Kafeinli içeceklerden ve sigara,alkol gibi zararlı alışkanlardan uzak durulmalıdır.
  • Düzenli olarak spor yapılmalıdır.